İlk defa Emret Komutanım dizisiyle
tanıdık Nil Erkoçlar’ı… Hemcinslerine göre çok güzel bir kızdı ve ben şahsen
çok beğenirdim. Dün okuduğum bir röportajla tüylerim diken diken oldu. Nil
Erkoçlar'ın cinsiyet değiştirerek, hormon tedavisi ve bir dizi ameliyat sonucunda erkek olarak yaşamına devam edeceğini
okudum. Adını da değiştirerek Rüzgar Erkoçlar koymuş. Buna sebep olarak; insanoğlunun herşeyi tutsak etmesini, yalnızca rüzgarın özgürlüğünü engelleyememesini, rüzgarın esip geçmesi olarak gösteriyor.
Bu toplum erkek dünyaya gelip daha sonra cinsiyet değiştirerek kadın
olmayı tercih eden onlarca insan gördü. Bunları kabullendi. Hatta bazılarının hayranları bile var. Bülent Ersoy gibi... Ama böylesiyle
ilk defa karşılaşıyordu. Hayatımda aldığım dersler zamanla bana hiçbir zaman
hiçbir konuda önyargıda bulunmamayı, kimseyi peşinen yargılamamak
lazım geldiğini öğretti. O yüzden Nil Erkoçlar’la yapılan röportajı
ilk okuduğumda biraz empati yaptım. Yaşadıkları gerçekten çok zordu. 26 yıllık
kadın hayatından keskin bir dönüşle erkek olmaya karar vermek insan
psikolojisini derinden etkileyecekti ve bu gerçekten çok zor bir karar
olmalıydı. Üstelik ünlü biri… Ailesi, akrabaları, arkadaşları ve tüm Türkiye… Kim
hayatını alt üst etmek ister ki? Hakikaten pek çok şeyi göze alması gerekiyordu
ve bunca şeyi göze alabildiğine göre durum düşünülenden ciddiydi. Benimse bütün
yorumum bundan ibaretti.
Yalnız göz ardı etmememiz gereken
bir nokta var ki; bizler Yaratıcı’ya inanan insanlarız. Okuduğum ilmihaller
cinsiyet değiştirmenin hiçbir şartla caiz olmadığını, fiziki yaratılış nasılsa ona
uygun yaşamak gerektiği ve duygusal sapmalarını kişinin bertaraf etmesi
gerektiğini söylüyordu. Keza konuyla ilgili ilahiyatçıların da yorumları bu
yönde… Uzmanı olmadığım bu konuyla ilgili daha fazla kişisel yorum yapmak
istemiyorum. Bu nedenle sizleri kaynak olarak Kuran-ı Kerim, ilmihaller, İslam
Ansiklopedisi, Fıkıh Ansiklopedisi, Dua Mecmuası, Hadisler ve Hutbeleri alan,
milyonlarca müslümanın başvurduğu www.sorularlaislamiyet.com
sitesine yönlendirmek istiyorum. Bu siteden konuyla ilgili kısa bir alıntı
yaparak yazının tamamını okumanızı öneriyorum.
“Bilindiği üzere şahsın kimliğini yaratılıştaki cinsel organı ispat
eder. İşte bu organın gereği ne ise onda kalmalı, sonradan bunun aksi duygu
duymayı bir gerekçe olarak görüp de zıt duyguya yönelmemeliler. Şayet gerçekten
de bir duygu sapması oluyor da erkek olduğu halde kadınsı duygu duyuyor; kadın
olduğu halde erkeksi duygu taşıyorsa bunun çaresi, bu duyguya uymak değil, bunu
geriye atıp yaratılışının gereği olan duyguya kuvvet kazandırmak, o duyguyu öne
almak, onun için gerekli olan ortamı sağlayıp gerekiyorsa tedaviye yönelmektir.
Şu ya da bu telkinle sonuçsuz cinsiyet değiştirme eğilimine girmemektir.”
Allah kimseyi böyle sıkıntılarla karşılaştırmasın… İyi geceler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yukarıdaki yazıyla ilgili yorumunuzu alayım : )