23 Ekim 2013 Çarşamba

Google Hastaneciliği ve Internet Doktorculuğu

Son zamanlarda her ne kadar sizlerle eğlenceli laylaylom postlar paylaşsam da aslında son zamanlarda sağlık problemlerim var ve bunları feci şekilde takıyordum. Hastalığımı elaleme yaymak istemiyordum ama benim yaptığım bazı yanlışları herkes yapmasın diye yazma gereksinimi duydum.

Önce kısaca başıma gelenlerden bahsedeyim. Sonra yapmamız ve yapmamamız gerekenlerden...

20 gün kadar önce sağlık ocağında aile hekimimiz bana bir kan tahlili yapmıştı. Demir depolarım boş çıktı. Bu beklemediğim bir sonuç değildi, dolayısıyla hiç şaşırmadım. Beni asıl şaşırtan tiroid bezinin gereği gibi çalışmadığı için TSH seviyesinin olması gerekenden yüksek çıkması idi. 65 yaşlarındaki, beni, eşimi ve Erdem'i çok seven aile hekimim bu testi iyi ki yaptığımızı, boynumda guatr, kitle ve hatta o kitle de kanser olabileceğini söyledi. Hakkını yemek istemiyorum. Kesin tanı koymadı tabii ki sadece ihtimalleri söyledi. Fakat bir doktorun benim gibi takıntılı ve pireyi deve yapan bir hastaya kesinleşmemiş teşhisler koymaması, tahminlerde bulunmaması lazımdı.

Sağlık ocağından çıkınca bir anda hayatım zindandan farksız hale geldi. Hatta sağlık ocağının önüne park ettiğim arabama adamın biri çarpmış ve gitmiş. Yeni arabamın sol tarafını ben haşat etmiştim biliyorsunuz. Sağ tarafını da kimliği belirsiz şahıs mahvetmiş ama ben o sırada bunu hiç umursamadım. O kadar diyeyim ben size, arabayı bile umursamadım yani... Eve geldim, interneti açtım. Hipertiroidi ve hipotiroidi nedir, kanser olma ihtimalim nedir gibi sorulara Google'da cevap aradım. Kendimce bulduğumu sandım ve hayatı kendime iyice zehir ettim. Ağladım, sızladım.

Bayramda son 1 yıldır blogda sıkça adı geçen kuzenim Ayşe'yle konuştum. Dahiliye doktoru olan Ayşe'nin burada nişanını, burada kına gecesini, burada düğününü, burada da ev dekorasyonunu paylaşmıştım. Bu can sıkıcı konunun içine renk olsun bari : )

Başıma gelenleri anlattıktan ve tahlil sonuçlarımı değerlendirdikten sonra ultrasona girmeden ve bir hastanede kan tahlili yaptırmadan böyle teşhisler koyulmaz, üstelik sağlık ocağında hiç koyulmaz dedi ve beni kendi hastanesine çağırdı. Bana yeni bir kan tahlili yaptı. Bir de ultrasonda boynumu inceledi. Boynumda gerçekten 4 mm.lik bir nodül çıktı. Tehlike arzetmiyordu.

Dünyanın en kötümser insanı ben, bu cevapla yetinir miyim? Yine oturdum bilgisayarın başına. Açtım Google amcayı... 4 mm lik nodül ne demek, hipoekoik nodül ne demek, sıcak-soğuk nodül ne demek, kanser riski taşıyan nodüllerin özellikleri neler, iğne biyopsisi nedir, acaba benim için biyopsiye gerek var mı? Sordum sorabildiğim kadar... Ne de olsa soru sormak bedava : )) Ben Allah'tan bir nodülüm çıktı ya daha fazla olsaydı diye sevinirken "tek nodül, birden fazla nodülden daha tehlikelidir" ibaresini de görünce kendimden geçtim. : ) Vasiyetimi falan yazacaktım neredeyse... : ))

Ayşe'yle konuştum. Her kadında hatta her insanda nodül olabiliyormuş. Önemli olan nodülün 1 cm nin üstünde olmamasıymış. Sadece ilaç tedavisi yeterli dedi ve yılda bir kere ultrasona gireceğimi söyledi. Başka da bir sorun yok dedi. ( Tabii bunlar sadece benim hastalığımı benim vücudumu ilgilendiriyor. Sizde de nodül varsa aynı şey olacak diye bir şey yok. Lütfen doktora gidin!!!!! Benim gibi internetten okuduklarınızla hareket etmeyin!!)

Sevgili Arkadaşlar, gerçekten sağlık şakaya gelmeyecek bir konu... Hastalık, teşhis, tanı, tedavi gibi konular da Google'a düşmeyecek ve düşürülmeyecek kadar mühim kavramlar... 


Bu noktada yapmamız gerekenler;

  • Sağlığımızla ilgili soruları Google'a değil, doktorlara soralım.

  • Sadece doktorumuzu dinleyelim. Etrafa kulaklarımızı tıkayalım.

  • Bizimle aynı hastalığa yakalanan kişilerle aynı tedaviyi ya da aynı sonuçları görmeyebiliriz. Doktorun işine karışmayalım.

  • Google'dan araştırarak doktor olunsaydı; internetten birkaç siteye bakarak tanı, teşhis koyulup,  tedavi olunsaydı; evinde bilgisayarı olan ve okuma-yazma bilen herkes doktor olabilirdi. Bunu unutmayalım.

  • Özellikle hasta olduğumuzda Google'ı hayatımızdan çıkaralım. Hayatı kendimize zindan etmeye hiç lüzum yok.

  • Aile hekimlerimize sık sık gidelim, onlara sağlığımızla ilgili her konuyu danışalım. Aile hekimimizle samimi olalım amaa sağlık ocağındaki pratisyen doktorların uzmanlık gerektiren konulardaki tahminlerini mübalağa etmeyelim.

  • Mutlaka tam teşekküllü bir hastanede hastalığımızı ilgilendiren tıp dalına ait bölümlerde uzman doktorlara muayene olalım.

  • Test sonuçlarını doktorumuzla konuşmadan abartmayalım.

  • Hastalığımızın teşhisi koyulduktan sonra da abartmayalım. Bundan sonraki aşamada ne yapabileceğimizi düşünüp kendimiz için elimizden geleni yapalım.

  • Doktorun verdiği ilaçları titizlikle kullanalım ve bizim için çizdiği rotaya harfiyyen uyalım.

Son olarak devletten de bir isteğim var tabii ki... Biz Türk milleti olarak eğitim seviyemiz yükseldikçe araştırma ruhu da gelişen insanlarız. Teknolojiyi de maalesef çok fazla sorgulamadan kullanıyoruz. İnterneti nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Devletin bilişimle ve internetle alakalı kurumları tarafından özellikle internetteki sağlık ile ilgili konuların denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir hastalıkla ilgili olarak bir doktorun çıkıp da internette genel bir bilgi vermesini doğru bulmuyorum. Aynı hastalık farklı kişilerde vücut yapısı,  fiziksel özellikleri ve bilmediğimiz bir çok şeye göre çok farklı seyredebilir.

İlle de bir doktor bir hastalıkla ilgili internette bilgi verecekse çok nesnel bilgiler vermeli, yoruma açık konuşmamalı ya da yazmamalı diye düşünüyorum. Konuyla ilgili olan görevlileri duyarlılığa davet ediyorum.

Gazi Üniversitesi, İletişim Fakültesi'nde Enformatik derslerime giren şu anda Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı olan sevgili hocam Prof. Dr. Ümit Atabek; tüm dünyada internetin başlıca sağlık enformasyon sağlayıcısı konumuna geldiğini belirtiyor ve genellikle doktora gitmek yerine, önce Google'da arama yapıldığını söylüyor ve tıbbi bilgileri web'in değil hekimlerin vermesi gerektiğini ifade ediyor.

Son olarak Ayşe'me hastalığımla  ilgilendiği için, en çok da bu konuda beni sarsıp kendime getirdiği için bir kez de buradan teşekkür ediyorum. Umarım bundan sonra yukarıda saydıklarımı ben de yapabilirim. Yapmalıyım, yapmalıyız...

Hepinize sağlıklı günler diliyorum... Görüşürüz...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yukarıdaki yazıyla ilgili yorumunuzu alayım : )