ODTÜ'de başörtülü öğrencilerin nasıl taciz ve rencide edildiğini hala izlemeyen varsa buraya tıklayarak izleyebilirler. Tabii bu konuyla ilgili benim de iki çift sözüm olacak.
28
Şubat döneminde bile okuldaki arkadaşlarımız tarafından böyle iğrenç
bir tacize mağdur kalmadık. Bilakis sol görüşlü arkadaşlarımız da dahil
olmak üzere, inançlarımıza saygılı davranırlar ve kalben bizi
desteklerlerdi. Sağcısı, solcusu, İslamcısı, sosyalisti üniversitenin
bir özgürlük ve tartışma alanı olduğunu bilirdik hepimiz. Fikirlerimiz
ayrıydı ama amacımız birdi. Hepimiz özgürlüğümüzün peşindeydik. Hepimiz
aydın insanlardık ve hep birbirimize destek olduk. Devletin bizi tek
tipleştirmesine karşıydık, farklı görüşlerin zenginlik olduğunu,
fikirlerin zıddıyla var olduğunu bilir, saygı ölçüleri dahilinde uygarca
düşüncelerimizi tartışırdık.
Kısa bir anı: 1998'de güvenlik
görevlilerinin ve polisin bizleri okula almadığı bir kış günü, bendeniz
lapa lapa yağan karın altında saatlerce oturup birilerinin insafa
gelmesini beklerken sol görüşlü arkadaşlarımın belli aralıklarla bana
dışarı sıcak kahve getirdiğini bugün gibi hatırlıyorum. Onlardan biri şu
anda NTV muhabiri... Kulakları çınlasın.
Bunun adına ne derseniz deyin: İnanca saygı, arkadaşlık, insanlık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yukarıdaki yazıyla ilgili yorumunuzu alayım : )