22 Haziran 2013 Cumartesi

Bir Nefes için Tatile Çıkıyorum

Merhaba dostlar,

Ruhen ve fiziken dinlenmeye çok ihtiyacım vardı. Bu gece itibariyle Çeşme'ye doğru beş günlük tatile çıkıyorum Allah izin verirse... 

Bu kısa sürede, yakalandığım mide bulantısı hastalığı dahil olmak üzere, son yirmi günde yaşanan hiçbir şeyi hatırlamak istemiyorum.

Gezi Parkı, Taksim Dayanışma Platformu, Topçu Kışlası, AKM, 

kurulan çadırlar, yakılan polis arabaları, sökülen kaldırım taşları, kırılan otobüs durakları, 

Halk TV ve Ulusal Kanal'ın provokatif yayınları, CNN Türk'ün penguenleri,

13 Haziran 2013 Perşembe

Tayyip Erdoğan'ın Bahsettiği Başörtülü Kadına Uygulanan Vahşet

Günler öncesinde duyduğum, asparagas haber olması için dua ettiğim olayın perde arkasını, bu gece gerçek kahramanının dilinden okuyunca Gezi Olayları ile ilgili blogda yazı yazmama orucumu bozmak zorunda kaldım. 

Hepinizin mutlaka Taksim olayları süresince başörtülü kadınların maruz kaldığı mahalle baskıları ve türlü tacizler kulağına çalınmıştır. En önemlisi, en vahşisini, en korkuncunu, en şiddetlisini, en iğrencini de şimdiye kadar duymamışsanız benden duymuş olacaksınız.

Özellikle benim kuşağım, üniversite yılları 28 Şubat'a çatmış başörtülü kadınlar, sadece başörtülü olduğumuz için en temel özgürlük haklarımızın engellenmesine, baskılara, yasaklara alışmıştık. Üniversite okuma hakkımızın elimizden alınması, kamuda çalışma hakkı tanınmaması, stajda engellenme, askeri hastanelerde yatan hastanızı ziyaret edememe, en yakın arkadaşınızın askeriye içindeki düğün salonunda yapılan düğününe alınmama, eşinizin, çocuğunuzun yemin törenine katılamama, sokaktaki kötü bakışlar ve "Sıkmabaşlaarr, gericileeer, yobazlaar, örümcek kafalılar, ninjalarr" gibi sözlü tacizler  vs vs vs 

2 Haziran 2013 Pazar

Prof. Dr. Naci Bostancı'nın Gezi Parkı Eylemi ile İlgili Twitter Açıklamaları

Taksim'de sivil direniş ve hak arama eylemi olarak başlayıp Türkiye'nin her tarafına yayılan ve amacı aşan olaylar bütünü hakkında ben yorum yapamıyorum artık...  Haddinden fazla üzülüyorum. Az önce üniversitede iki yıl Siyaset Bilimi dersi aldığım hocam, aynı zamanda millete vekillik eden Prof. Dr. Naci Bostancı'nın konuyla ilgili Twitter'dan yaptığı açıklamaları sizlerle paylaşmak istedim. Ne de olsa gündemi "gerçek medya"dan değil "sosyal medya"dan takip edebiliyoruz artık.

"Demokrasilerde, olağan yollarla sesini duyuramadığını düşünen vatandaşın, şiddet içermeyen yöntemler kullanarak kendini ifadesi normaldir.

1 Haziran 2013 Cumartesi

Gezi Parkı Direnişi :(

İçimi korku kapladı bu akşam... Mesele yeşil ve doğa sevgisiydi. Herkes gibi ben de karşıydım kuşların, böceklerin yuvalarının bozulmasına, blok blok taşların yükselip etrafımızı çepeçevre sarmasına... Hala karşıyım. Duyarlı halk kendiliğinden bir araya geldi. Kendi ülkemizin televizyonlarında sokaklarda olup bitenleri görüp haberdar olamadık.  Zar zor haber aldığımız bazı tv kanallarında yarından itibaren örgütlü direnişe geçeceğiz diyorlar. "Türkiye keskin bir virajda" şeklinde tehditkar söylemlerde bulunuluyor. 80 öncesinde başkaldıran, 80'den sonra Özal döneminde çoluğuna çocuğuna zarar gelmesin diye susan 40'lı yaşlardaki vatandaşlarımızın yeniden ayaklanacağını söylüyorlar. Bir taraftan da Türkiye'nin önü aydınlık diyorlar.

Önümüzde bu sahne varken ben karanlıktan başka bir şey göremiyorum. Şehir meydanları savaş alanlarına döndü. Yaralananlar, ölenler var. Halk polis düşmanı haline geldi. Bugün Taksim'de, Kuğulu Park'ta biber gazı yiyenlerin ve çocuklarının gelecekte polis sevgisi ve emniyet-güven duygusu taşıyacağına inanmıyorum.  

Halkın istediklerine ya da istemediklerine kulak tıkamak nedir? Aynı halktan olup biteni saklamak neyin nesidir? Diğer yandan "Ağaçlarımız kesiliyor" diye kutsal bir direniş yaparak başlayıp "Bu üç beş ağacın kesilmesinin ötesinde bir olaydır" diyerek halkı provoke eden fitneciler ne yapmaya çalışıyor?

Ben bugün hükümet ve muhalefetin el ele vererek güzel ülkemi kaosa sürükleyeceklerinden endişe ediyorum. Birinin Ali kıran baş kesen tavrı ve inadı, ötekinin sosyal bir duyarlılığı siyasi direnişe ve ideolojik gösteriye çevirmesi yüzünden...

Bu halimize üzülün. Uzlaşıp huzuru korumak yerine yurdu dipsiz bir karanlığa sürüklemeyelim. Bu yurt hepimizin yurdu... Yine kardeşi kardeşe düşürmeyelim. Allah sonumuzu hayır etsin...


Edit: Bu yazıdan kısa bir süre sonra sosyal medyadan olayları daha yakından takip eden herkes gibi ben de işin iç yüzünü anlamış bulundum. Meselenin üç beş ağaç! olmadığını kendileri dile getirdiler. Yukarıda olayların başlamasından ilk günlerde hükümeti sorumlu tutmuşum. Şimdi bilakis bütün kamuoyu gibi hükümetin bu konuda çok doğru bir politika izlediğini düşünüyor ve darbe aşıklarına pabuç bırakmadıkları için başta Başbakan olmak üzere bütün kurmaylarına teşekkür ediyorum.